Yazan: Zerrin Avan
Antik kentlerden günümüze ulaşan en dikkat çekici eserlerden biri de lahitlerdir. Lahitler, eski uygarlıkların ölülerini gömmek için kullandıkları taş veya mermerden yapılan büyük sandukalardır. Lahitler, sadece cenaze ritüelleri ve ölü gömme adetleri hakkında bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda dönemin sanat anlayışını, sosyal yapısını ve dini inançlarını da yansıtır. Bu makalede, antik kentlerde bulunan lahitlerin önemi, yapım teknikleri ve bazı ünlü örnek lahitler ele alınacaktır.
LAHİT / Sarcophagus
Girlandlı Lahitler Grubu
Buluntu yeri: Tepecik, Konuralp
Buluntu Tarihi: 1937
Tarihlendirme: MS.1.yüzyıl
Sergilendiği Yer: Konuralp Müzesi
Roma lahitleri tek tip olmayıp, kendi içinde farklılaşmakta ve özelliklerine göre sınıflandırılmaktadır. Konuralp'te bulunan bu lahit, girlandlı lahitler grubunda incelenir ve kökeni Anadolu'ya özgüdür. Girlandlı lahitlerin uzun yüzlerinde genellikle üç adet girland bulunur, ancak kendi içlerinde kompozisyon ve üslup farkı vardır. Anadolu buluntularında girlandlı lahitlerde üzüm, asma yaprağı, meşe yaprağı ve palamudu, çam kozalağı, sarmaşık yaprağı gibi süsleme öğeleri bir araya getirilip bir kurdele ile bağlanır; koç ya da boğa başı eşlik eder. Roma merkezi ve Attika'da ise genellikle iki adet girland görülür.
Konuralp'te bulunan üstteki lahitte görüldüğü üzere girlandlarda bir tabula ansata bulunur; bu, nadir görülen bir özelliktir. Yüksek işçilik örneği olan bu lahit üzerindeki tabula ansata üzerinde yazı yoktur; muhtemelen yapım aşamasında kime ait olacağı henüz belirlenememiş, tamamlanamamış ya da silinmiştir.
Girlandlı lahitlere Roma İmparatorluk Dönemi’nde özellikle Anadolu ve Suriye Bölgeleri’nde sıklıkla rastlanır. (Koch, G. 2001, 42)
Lahitlerin Önemi ve Kullanımı
Lahitler, antik dönemde elit sınıfa mensup kişilerin, kralların, aristokratların ve zengin tüccarların gömüldüğü özel yapılar olarak bilinmektedir. Lahitler, ölülerin bedenlerini koruma amacı taşıdığı gibi, aynı zamanda ölen kişinin toplum içindeki statüsünü de göstermektedir. Lahitlerin üzerine işlenen kabartmalar ve yazıtlar, ölen kişinin hayatı, başarıları ve inançları hakkında bilgi verir.
Yapım Teknikleri ve Sanatsal Özellikler
Lahitler genellikle taş, mermer veya kireçtaşı gibi dayanıklı malzemelerden yapılır; yapımında kullanılan teknikler ve süslemeler, dönemin sanat anlayışını yansıtır. Lahitlerin üzerine işlenen kabartmalar, mitolojik sahneler, savaş sahneleri, günlük yaşamdan kesitler ve dini ritüeller gibi çeşitli konuları içerebilir.
Öne Çıkan Sanatsal Özellikler:
Kabartmalar ve Heykeller: Lahitlerin üzerinde yer alan kabartmalar ve heykeller, dönemin sanatını ve estetik anlayışını yansıtır. Bu süslemeler, ölen kişinin hayatından sahneleri, tanrıları ve mitolojik figürleri içerebilir.
Yazıtlar: Lahitlerin üzerine işlenen yazıtlar, ölen kişinin adı, unvanı, doğum ve ölüm tarihleri gibi bilgileri içerir. Ayrıca, ölen kişinin hayatı ve başarıları hakkında bilgi veren uzun metinler de bulunabilir.
Semboller ve İkonografi: Lahitlerde sıkça rastlanan semboller, dini inançları ve ritüelleri yansıtır. Örneğin, Yunan ve Roma lahitlerinde sıkça karşılaşılan girlandlar, aslan başları ve melek figürleri gibi süslemeler, ölen kişinin statüsünü ve inançlarını ifade eder.

Lahit Örnekleri
İskender Lahdi
Sidon Kralı Abdalonymos'a ait olduğu düşünülen İskender Lahdi, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Lahit, Büyük İskender'in savaş sahnelerini içeren detaylı kabartmaları ile ünlüdür ve Helenistik dönemin en önemli sanat eserlerinden biri olarak kabul edilir.
İskender Lahdi, Osman Hamdi Bey tarafından bulunmuştur. 19. yüzyılın sonlarında, Osman Hamdi Bey ve ekibi tarafından Lübnan'ın Sayda (Sidon) kentindeki kral mezarlarında yapılan kazılar sırasında keşfedilmiştir. Osman Hamdi Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli bir arkeologu ve sanat tarihçisidir ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin kurucusudur.
İskender Lahdi, adını üzerinde tasvir edilen Büyük İskender sahnelerinden almıştır, ancak lahitte gerçekten Büyük İskender'in gömülü olup olmadığı hala tartışmalıdır. Lahit, MÖ 4. yüzyıla tarihlenmekte olup, oldukça ayrıntılı kabartmaları ve yüksek sanatsal değeri ile dikkat çekmektedir. Dünya çapında önemli bir arkeolojik eser olarak kabul edilmektedir.
Kral Midas'ın Mezarı
Türkiye'nin batısında yer alan Gordion'da bulunan Kral Midas'ın mezarı, MÖ 8. yüzyıla tarihlenir. Ahşap bir lahit içinde gömülü olan Kral Midas'ın mezarı, dönemin Anadolu uygarlıklarının cenaze ritüelleri hakkında önemli bilgiler sunar.
Sidemara Lahdi
Roma dönemine ait olan ve Sidamara Antik Kenti'nde bulunan bu lahit, detaylı işçiliği ve büyük boyutlarıyla dikkat çeker. Lahit, çeşitli mitolojik sahneler ve figürlerle süslenmiştir.
Lycia Lahitleri
Türkiye'nin güneybatısındaki Likya bölgesinde bulunan lahitler, bölgenin özgün cenaze geleneklerini yansıtır. Kaya mezarları şeklinde oyulmuş olan Likya lahitleri, deniz kenarındaki kayalık alanlarda bulunur ve mimari açıdan benzersizdir.
Lahitler, antik kentlerin en etkileyici ve bilgi dolu kalıntılarından biridir. Bu taş sandukalar, sadece ölü gömme gelenekleri hakkında bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda antik dönemin sanatını, sosyal yapısını ve dini inançlarını da gözler önüne serer. İskender Lahdi, Kral Midas'ın mezarı ve Likya lahitleri gibi örnekler, antik uygarlıkların ne denli gelişmiş bir sanat anlayışına sahip olduklarını ve ölülerini onurlandırmak için ne kadar büyük çaba sarf ettiklerini göstermektedir. Lahitler, tarihin sessiz tanıkları olarak, geçmiş medeniyetlerin zengin kültürel mirasını günümüze taşımaya devam etmektedir.
Comments